Kabak kemane, Türk halk müziği yaylı çalgılarının içinde yöreselden ulusala geçebilen tek çalgıdır. Önceleri sadece Teke Yöresinde bir kırsal kesim çalgısıyken günümüzde Türkiye genelinde çalınan, halk müziği korolarının en önemli yaylı sazı olmuştur.
Kabak kemanenin tarihçesi, yapısı ve icrası hakkında internette epeyce bilgi bulunmaktadır. Biz burada kemane öğrenmeyi veya almayı düşünenler ya da zaten öğrenenlerin işine yarayabilecek bazı bilgiler ekliyoruz.
Malzeme
Gövde, güneşte dalında kurutulmuş su kabağından
olur. Göğüs kısmı kalite sırasıyla oğlak derisi, büyükbaş hayvanların yürek
zarı veya yayın balığı derisiyle kaplanır. Eskiden tavşan derisi de gerilirmiş.
Oğlak derisi dişi ses verdiği için fazla tercih edilmez. Sap kısmında gürgen,
ceviz, akçaağaç, dut gibi sert ağaçlar iyi gider. Burgu olarak önceleri yaygın
olan ağaç burgu oldukça azalmıştır ve artık gitar, cümbüş burguları
kullanılmaktadır. Akort çok daha hassas olmakta ve uzun süre bozulmadan
kalmaktadır.
Kabağın yanı sıra gövde ağaçtan, özellikle dut
ağacından da yapılabilir. Hatta yaprak dilimli ağaç kemaneler de denenmiştir.
Ancak yapımcılar ağacın köpüksü bir iç yapıya sahip olan su kabağının tınısını
veremediği konusunda hemfikirdir. Yine de kaliteli malzeme kullanılırsa iyi
işçilikli bir dut kemaneden de güzel ses alınabilir.
Yay
Kabak kemane yayının keman arşesi gibi öyle kendine
has fazla bir özelliği yoktur. Bir çubuğun bir ucundan diğer ucuna misina veya
atkuyruğu kıllarının bağlanması ile yapılır. Kemanenin kalitesine göre yay sade
veya kaliteli olabilir. İdeal yayın kılları biraz gevşek olmalı ve çalarken orta
parmakla gerilmelidir. Aşırı derecede gergin yapılan yaylar hem çalım zorluğu
çıkarır ve parmakları acıtır, hem de kılları kısa sürede kopmaya başlar. Kemane
alınırken yayı da yanında verilir. Öte yandan diğer bir yaylı çalgı olan klasik
kemençenin yayı ise çoğunlukla kemençeden ayrı olarak satılır. Bu, gelenekte
kendine özgü bir yay olup kemençenin kalın telleri için ağır olması istenir ve
gül, abanoz, pelesenk gibi uygun ağaçlardan yapılır. Ancak son zamanlarda
değişik bir durum oluştu. İnce bir çubuktan eskisinin yarısı hafiflikte yaylar
yapılmaya başlandı. Bunlar hem kemane hem de kemençe için kullanılmakta ama
kemençede yine ayrı satılmaktadır.
Yay alkolle temizlenmeli ve reçine tozunun kılıfı
kirletmemesi için ayrı bir poşete konmalıdır. Islak şemsiyelerin konduğu
şemsiye poşetleri bunun için uygundur. Reçine tozu bulaşan kılıfı açık havada
tinerle temizleyebilirsiniz. Sık dişli küçük bir tarak bakım malzemelerinin
arasına eklenerek bazen kıllar onunla nazikçe taranmalıdır. Bu bakım periyodik
olarak yapılmalıdır, yoksa kıllara reçine dolup yayın özelliğini yitirmesine
yol açabilir.
Teller
Kabak kemanede çelik ve sırma bağlama telleri kullanılır.
1.
0.20’lik çelik tel
2.
0.30’luk çelik tel
3.
0.44’lük ince bam teli
4.
0.54’lük kalın bam teli
İstenirse 0.18 ve 0.25’lik kısa sap bağlama telleri
de kullanılabilir. Bam telleri için taşlanmış (tıraşlanmış) olanlar tercih
edilmelidir. Teller herhangi bir saz evinden kolaylıkla temin edilebilir. Telin
kalitesini anlamak için, çelik tel bir ucundan tutulup aşağı doğru
sarkıtıldığında düze yakın dalgalı olmalıdır. Eğer kıvrım kıvrım olursa bu,
çelik oranı az ucuz tel demektir. Bu tellerden uzak durmak gerekir çünkü iyi
ses vermez ve bazen akort bile yapamadan çabucak koparlar.
Bir de üzerinde bazı marka isimleriyle paket halinde
satılan teller var. Kemanenin özel bir teli olmadığı için bunlar da bildiğimiz
bağlama telidir. Uçlarına keman tellerinin uçlarındaki küçük halkalar
bağlanarak paketlenirler. Ancak çelik tellerin gerilimi fazla olduğu için akort
yaparken tel halkadan boşanabilmektedir. Öyle bir durumda teli sararak değil de
halkanın ortasındaki delikten geçirerek bağlamak daha uygun olur.
Bazı kaynaklarda kemanenin doğal yapısı ile orantılı
olarak keman tellerinin de kullanıldığı söyleniyor ama kemanın E-A-D-G akorduna
karşılık kemanenin F-C-F-Bb akordu birbiriyle uyumsuz görünmektedir. Teller
basınca dayanamayıp kopabilir veya gövde zarar görebilir. Belki daha büyük
boyuttaki su kabaklarında kullanılabilirler.
Akort
Kabak kemane ilk şekliyle yöresel olarak çalınan,
her ustanın kendine göre imal ettiği üç telli bir sazdı. TRT'de kabak kemane
sanatçısı olan Burdurlu Salih Urhan, İzmir’de bağlama yapımcısı Mehmet Coşkun
ile çalışarak kemanenin ölçülerini daha standart hale getirdi ve dördüncü teli
ekledi. Kemanenin akordu ince telden kalına re-la-re-sol (tunere göre fa-do-fa-si
bemol) olarak düzenlendi. Daha sonraki genç kuşak bazı icracılar en kalın teli
la çekerek re-la-re-la- akordu yapmaya başladılar. Onların görüşü, bu akortta
tüm perdeler aynı hizada olduğundan yeni başlayan öğrencilerin etütleri ve
eserleri hem pesten hem de tizden çalmaları ve perde sistemini anlamaları
oldukça kolaylaşmaktadır.
Pes sol perdesi, la kararlı ezgilerde yeden, Rast,
Mahur, Nihavent, Nikriz, Hicazkâr gibi sol bitimli makamlarda ise karar sesi
olarak Türk müziği ses sisteminde çok sık kullanılan önemli bir perdedir.
Bağlama, kaval, kemençe gibi bütün halk müziği çalgılarında bulunur. Yokluğu
durumunda sol sesinin kemanenin 3. teli üzerinde bir oktav tizden alınması gerekecektir
ki sırf başlangıçta öğrenciler biraz kolay öğrenecek diye bu kadar önemli bir
perdenin kaldırılmasını anlamak mümkün değildir. Üstelik böyle bir akordun
gereği de yoktur, çünkü öğrenim aşamalarında öğrenci boş tellerde iyice
çalıştıktan sonra egzersizler ve basit parçalarla pes 4. telden tize doğru adım
adım ilerler ki burada tüm tellerin hemen kullanımı gerekmeyecektir. Zaten
kemane bağlamaya eşlik edecek şekilde akortlandığı için tiz 1. telin kullanımı
oldukça azdır. Bizim tavsiyemiz, öğrenci la akortla uğraşıp zaman kaybetmeden
eğitimine doğrudan sol ile başlamalı ve ilerleyip ortanın üstünde bir seviyeye
gelince sol telini ara sıra fa diyeze çekerek halk müziğinin yaygın diğer bir
düzeni olan Misket düzeni/Eviç makamını da çalışmalıdır.
Korunması
Kemanenin gövdesi kolayca kırılabilecek hassas bir
yapıda olduğu için ince kılıflara itibar edilmemeli ve kalın yastıklı kılıf ya
da sert plastik çanta kullanılmalıdır.
Rutubet kemanenin baş düşmanıdır. Hem sesini azaltır
hem de ömrünü yarıya düşürür. Kuru ortamlarda muhafaza edilen kemane bir
bağlama kadar uzun ömürlü olabilir. Soba, kalorifer peteği gibi sıcak yerlerin
yakınına konmamalıdır. Ahşaba zarar veren böcek ve kurtlar kemaneye de
verebilir. Dikkat etmek, kabaktan talaş dökülürse son çare olarak çalgıyı
ilaçlamak gerekir.
Egzersiz
Kemane diz üstünde dik tutularak çalındığı için uzun
süre bırakılırsa tekrar çalarken sol elde yorgunluk ve ağrı olabilir. Onun için
devam edilecekse düzenli çalışmalı ve temel egzersizler ihmal edilmemelidir.
Önereceğimiz iki temel çalışma vardır. Birincisi boş tellerde sırayla ve
atlamalı olarak metronomla çalışmak. İkincisi ise, 4. tel sol ’den başlayarak
1. tel la ’ya kadar Hüseyni, Uşşak, Kürdi, Hicaz gibi değişik dizilerde sürekli
gidiş dönüş yapmalı ve gittikçe hızlanmalıdır. Bunlar ilerledikçe klavyeye
bakmadan sadece parmaklarla takip ederek çalınmalı ve hangi seviyede olursanız
olun düzenli yapılmalıdır. Parmak hafızasının gelişmesi, çalarken önünüzdeki
notayı daha rahat deşifre etmenizi sağlar.
Transpoze
İleri seviye çalışmalarda 3. re teli la kabul
edilerek bağlamada re karar denilen transpoze ezgilerde kullanılabilir. Sesler
birbirine çok yakın olduğu için değişik si seslerini çıkarmak ilk başlarda zor
olabilir.
Kamança
Kamança, gövdesi ağaçtan yapılan bir Azerbaycan
çalgısıdır. Günümüzde Türkiye’de de yapılmakta ve halk müziğinde çalınmaktadır.
Dış görünüşü kabak kemaneye benzer. Aradaki en önemli fark, deri üzerindeki
eşiğin kabak kemanede düz, kamançada eğik olmasıdır. Son zamanlarda gövdesi su
kabağından, eşiğin eğik olduğu ve kamança telleri takılan kabak kamança adında
yeni bir çalgı üretildi. Televizyon programlarında bu çalgıya bazen kabak
kemane dendiği için bir karmaşa olmaktadır. Dediğimiz gibi, bu iki akrabasının
olumlu özelliklerini üstünde toplamış yeni bir çalgıdır.